Analiz: Faiz indi neyime? Kim kazanıyor? Kim kaybediyor?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 11 Aralık 2025 tarihli Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini 150 baz puan düşürdüğünü açıkladı. Gecelik borç verme faizi yüzde 42,5’ten yüzde 41’e, gecelik borçlanma faizi ise yüzde 38’den yüzde 36,5’e indirildi. Ancak bu güçlü indirim adımına rağmen, bankaların kredi ve mevduat faizlerinde kayda değer bir gevşeme görülmüyor.

Ekonomistler, söz konusu durumun çok katmanlı nedenleri olduğuna işaret ediyor. Bankaların fonlama yapısındaki yüksek maliyet, swap ve döviz pozisyonlarının baskısı, mevduat sözleşmelerinin yeniden fiyatlanma periyotları ve kâr marjlarını koruma refleksi, faiz indiriminin piyasaya gecikmeli yansımasına neden oluyor. Mevduat bileşimindeki yüksek döviz ağırlığı ve KKM’den dönüş süreci de TL fonlama maliyetinin hemen düşmesini engelliyor.

Bu tablo özellikle “Faiz düştüyse kredi neden hâlâ pahalı?” sorularını gündeme taşırken, uzmanlar kısa vadede asıl kazananın bankalar olduğuna dikkat çekiyor. Bankalar, politika faizindeki indirimi kredilere hemen yansıtmadığında net faiz marjlarını koruyabiliyor. Buna karşın en olumsuz etkilenen kesim ise mevduat sahipleri. Mevduat faizlerinde beklenen hızda düşüş gerçekleştiğinde, tasarrufların reel getirisi daha da eriyebiliyor.

Öte yandan yeni kredi kullanmak isteyen tüketiciler ve işletmeler, sürecin ilerleyen aşamalarında düşen fonlama maliyetlerinden yararlanabilecek. Devlet açısından bakıldığında ise faiz indirimi, iç borçlanma maliyetlerinin zamanla gerilemesi anlamına geliyor.

Piyasa analistleri, “faiz indiriminin tam etkisinin” bankaların fonlama maliyetleri düştükçe ve rekabet güçlendikçe hissedileceğini belirtiyor. Önümüzdeki haftalarda mevduat oranları, kredi faizleri, swap maliyetleri ve PPK özetleri, kararın gerçek etkisini gösterecek kritik veriler olacak.